
Nefs-i Levvame Nedir? , Pişman Olan Nefis Nedir?
Öncelikle Nefis demek Vücut Denilen Araba veya Motoru süren sürücü ,
şoför Manasindadir. ve Bu Motor ve araba yaptiklarindan hesaba çekilcek
olduğu için,
onun sanki yabani bir at misali, üstüne binip güzel işler
yaptirilabilmesi için, önce terbiyet edilmesi gerekir.Yani sürüş
kurallarini ögrenmek gekekir. ve burada islamin şartlari olan namaz ve
oruç devreye girer, ve işde oruç ile insan önce nefsine gem vurmayi,
yani nefis atina, motoruna gem vurmayi, veyahut arabasinda, nasil fren
sistemini kullanmasi gerektiğini öğrenir. ve oruç ile yemeye helal olan
birşeye gem vurulur. daha sonra cima ya gem vurlur, yani frene basmasi
öğenilir. ve bunu öğrenince, artik insan islamin haram ve yasak dediği
durumlarda, frene basip nefis atinin gemini çekerek onu durdurur. ve
nefis kazandiği derece ile makam kazanir ve terbiyet ehli olur. ve işde
Nefs-i Levvame Nedir? , Pişman Olan Nefis Nedir?
ikinci Nefis makami Nefsi Levvame olup, levmedici nefis yani, yaptiği
bir yalnişin ardina, kendini levmedip „tüüüh keşke yapmasaydim, yalniş
birşey yaptim ben“ diyebilen nefis derecesidir.
Bu dereceye ulaşan nefisin, vicdan melekesi çalişir haldedir ve vicdan
denen meleke ona hep yalnişlarinin ziddi olan iyi ile, yaptiği fiili
mukayese etmesini sağlar, ve bu yalniş, bu doğru diye bir kiyas yapma
halini kazanir. Ve yalnişlar: Amma Allahin kitabinda bildirilen haram ve
yasaklar olsun, amma bulunduğu toplumun kurallari olsun, bu kurallara
uymamak hepsi yalniş şeylerdir. Ve şeriat sadece islamin bildirdiği
kurallar olmayip, insanliğin hayri için olan kurallarda buna girer. Ve
bir toplumun kerih gördüğü şeylerde bu kurallardandir, hak gözlüğü ile
bakinca, şeriata aykiri olmayan hususlardada, onlara uymak, şeriata
uymakdir. Hal böyle olunca trafik kurallari, her ne kadar kuranda
geçmesede, ehliyet alcak olana, önce kurallar ögretilir: ilk baştda
durmak ve geçmek vardir, ve birde beklemek, en basit kurallar. Ondan
sonra stop levhasi gelir, illa durulmasi gereken yer, yani ister gelen,
olsun ister gelen olmasin, buraya varinca durmak mecburdur demek. Yani
cümle sonuna nokta koyma kurali gibi. Işde levmedici nefsin vicdan
melekeleri çalişir, ve insan vicdaninin sesini duyabilcek safiyete
ulaşinca, yani sağdaki meleğin sesini duyar hale gelince, belki herzman
doğru olanlari yapamaz amma, işde en azindan yalniş yaptiğini bilir ve
özür dilemesi gerektiğini bilir. Her ne kadar, bir adami dövdükten sonra
özür dilerim demek, ne abes işsede, o adama“ ben kendimde değildim,
bilmeden oldu, kendimi kaybettim, şuurumu kaybetmişim, o yüzden bunu
yaptim“ derse cezasinda hafifletici sebeblerden dolayi düşme olur yani.
ve işde Hz Adem olmanin ilk basamaği, yalniş yapan, Hz Adem ile Havva en
aşağiya dünyaya indirilince „Esteuzuibillah legad halaknel insane fi
ahseni takvim.Sümme redednahü esfele safilin.“ Ayetinin hükmü gereği
dünyaya indirilen Hz Adem ve Havva, dünyada yaptiklarindan pişman
oldular. cünkü cennetde herşey hazir, ellerinin ayaklarinin önündeyken,
dünyada ise, yemek için gayret, icmek için gayret, giymek için gayret
etmeleri gerektiğini anladilarki, biz yalniş yapmişiz, ve kolaylik
yerine zorluğu seçmişiz deyip ve pişman olup tövbe ettiler. Ve hata
yapinca başa gelen belanin birisi olan, birde eşinden ayri düşme belasi
üzerlerinden kalkdi, ve arafat denilen dağda buluştular. Ağlayip Tövbe
edip Yaradandan özür dilediler. Amma artik dönülmeyen yola girilmişdi,
artik o cennete tekrar ulaşmak icin, bütün katlari geçmek gerekiyordu,
ve aklari karasindan seçmek gerekiyordu. Ve böylece insanoğlu vicdanin
sesini duyunca adem ve havva olur yani insan olur, şeytan ve ordusu
olmakdan kurtulur.cehhennem ehli olmakdan kurtulur.Ve bu dereceyi
kaybetmek ve emmare nefis derecesine yeniden düşmek tehlikesi vardir. ne
zaman vicdanin sesi duyulmaz oldu, kalp karardi ve ince sesleri, yani
meleklerin seslerini işitmez oldu, o zaman yine „emmare bissüi nefs“e
düşdü demekdir. Yani Yaptiği hatadan dönmiyen tövbe etmiyen hatasindan
pişman olmiyan nefs, meleklerihin ve vicdaninin sesini duyamayan nefis
derecesine.
Kar©glan
Başağaçlı Raşit Tunca
Schrems,22Eylül 2014 Pazartesi
