

Köleler Efendisini Doğurmadan Kıyamet Kopmaz
(Kar©glanin 6 Şubat 2019 Vaazi)
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
وَكُلَّ إِنسَانٍ أَلْزَمْنَاهُ طَآئِرَهُ فِي عُنُقِهِ وَنُخْرِجُ لَهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ كِتَابًا يَلْقَاهُ مَنشُورًا
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Ve kulle insânin elzemnâhu tâirahu fî unukıhî, ve nuhricu lehu yevmel kıyâmeti kitâben yelkâhu menşûrâ
Meali :
Bütün insanların kuşunu unnuguna(Ferc yerine) bağladık . Ve kıyâmet günü ona, onu neşredilmiş kitabı olarak çıkarırız.
Sadakallahul Aziym İSRA Suresi 13. ayet
—oOo—
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
Câriyenin efendisini (Rabbini) doğurması veya
“Köleler Efendisini Doğurmadan Kıyamet Kopmaz”
( Hadis-i Şerif , Müslim, İmân, 1)
“Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd”
“Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd”
Yolculugumuza başliyoruz :
Biz gelecekte miyiz geçmişte miyiz, İsa Efendimiz gelecekte mi yaşadı,
geçmişte mi, Hazreti Adem gelecekte mi, zamanımızda mı yaşadı, yoksa
geçmişte mi? Hazreti Yusuf geçmişte mi yaşadı gelecekte mi yaşayacak,
Hazreti Süleyman geçmişte mi? gelecekte mi? ve zamanımızda Deccal
aleyhine hayatta, ve fitne Fücur larını yaymakta. Ters frekans ile iyiyi
kötüye, acıyı tatlıya, tatlıyı da acıya çeviriyor. sakini sinirli
yapıyor, sinirliyi sakin yapıyor, ve buna matematikte tersine çevirme,
veya ters frekans, veya Almanca’da kehrwert deniyor. ve Deccal bu tarz
frekans ile uğraşan kimse, O Sadece bizim vaktimiz de yaşamış olsa, o
zaman Hazreti Yusuf’un sözünü tersine çeviren kimdi, Hani Yusuf
Aleyhisselam suya baktı, o zaman daha ayna yok,suya bakti suda simasını
gördü ve dedi :
“eee ben de bayağı güzelmişim be, satılsam İyi para ederim.”
diye aklından geçirdi diye rivayet ediliyor, ve bunu aklından okuyan
deccal, o kadar ki, ters frekans, Deccal onun vaktinde de yaşamış ki,
onun sözünü de tersine çevirip, Yusuf Aleyhisselam’ı kuyuya atıyorlar,
ve kuyudan köle tacirleri çıkarıyor, alıp gidip pazarda, köle pazarında
15 kuruşa satıyorlar, yani ucuz bir paraya satıyorlar, Yani onun sözünü
ters çevirmiş oluyor, iyi para ederim diyen yusufu, değer etmeyen adam
durumuna sokmuş. yine lafı kıçından anlıyor bu Deccal köpeği. Hazreti
Musa firavunla tartışırken, ona diyor ki : “Benim rabbim, bu Nil
Nehri’ni (mesela) sağdan sola aktırıyor, sen Allah oldgunu iddia
ediyon madem, öyleyse hadi sen bunu soldan sağa aktırda görelim.”
diyor.
Musa yine : “Benim rabbim, yemez, içmez, tuvalet ihtiyacı da yoktur,
diyor. Hadi sen Allah isen madem, Yemeden içmeden tuvalete gitmeden Dur
bakalım da görelim diyor. bunu anlatmıştık, bunun üstüne firavun,
kendini Allah affetmek için, Yemeden içmeden durmaya başlıyor, 6 ay
Yemeden içmeden durunca, istidraç meydana geliyor, ve Nil nehrine ters
ak deyince, Nil Nehri tersine akıyor. yani büyücülerin yaptığı riyazet
boş değil demiştik, ve yine Hint guru larının o kadar zayıf olmaları, ve
istidraç yapmaları da boş değil, Çünkü Yemeden içmeden duruyorlar, aynı
firavun yöntemini kullanıyorlar, bir kere denenmiş yöntem. Yine Musa
dedi ki firavuna : Benim Rabb’im güneşi doğudan dogduruyor Eğer sen
Allah isen hadi onu batıdan dogdurda görelim de öyle inanalım bakalım
sana dedi.
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِي حَآجَّ إِبْرَاهِيمَ فِي رِبِّهِ أَنْ آتَاهُ
اللّهُ الْمُلْكَ إِذْ قَالَ إِبْرَاهِيمُ رَبِّيَ الَّذِي يُحْيِي
وَيُمِيتُ قَالَ أَنَا أُحْيِي وَأُمِيتُ قَالَ إِبْرَاهِيمُ فَإِنَّ
اللّهَ يَأْتِي بِالشَّمْسِ مِنَ الْمَشْرِقِ فَأْتِ بِهَا مِنَ
الْمَغْرِبِ فَبُهِتَ الَّذِي كَفَرَ وَاللّهُ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ
الظَّالِمِينَ
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
E lem tera ilellezî hâcce ibrâhîme fî rabbihî en âtâhullâhul
mulk(mulke), iz kâle ibrâhîmu rabbiyellezî yuhyî ve yumîtu, kâle ene
uhyî ve umît(umîtu), kâle ibrâhîmu fe innallâhe ye’tî biş şemsi minel
maşrıkı fe’ti bihâ minel magribi fe buhitellezî kefer(kefere), vallâhu
lâ yehdil kavmez zâlimîn.
Meali :
Allah, kendisine hükümdarlık verdi diye (şımarıp böbürlenerek) Rabbi
hakkında İbrahim ile tartışanı görmedin mi? Hani İbrahim, “Benim Rabbim
diriltir, öldürür.” demiş; o da, “Ben de diriltir, öldürürüm” demişti.
(Bunun üzerine) İbrahim, “Şüphesiz Allah güneşi doğudan getirir, sen de
onu batıdan getir” deyince, kâfir şaşırıp kaldı. Zaten Allah, zalimler
topluluğunu hidayete erdirmez.
(Sadakallahul Aziym BAKARA Suresi 258. ayet)
Bakin bize ayetleri saptiriyor diyenler iyi baksin : Bak bu ayet, su
internetteki “kuranmeali” sayfasinda BAKARA Suresi 258. ayet olarak
geciyor. Ve bu ayetteki kimse, olsa olsa nemrut olur, ve nemrut o
zamanin hükümdari idi, fakat nemrut tanrilik taslayan adam degildi, o
sadece hükümranligina ortak kabul etmeyen biriydi, ve fakat Musa nin
firavunu tanrilik taslayan adamdi ,tanri oldugunu iddia etmeyen birine,
niye peygamber, hadi sen onu yani güneşi, dogudan degilde batidan
dogdur desin, öyle bir iddiasi olmayana böyle bir cümle kulanilirmi ki,
yani fakat firavun tanrilik iddia eden, ve musa ile kavga eden hükümdar.
o zaman bu ayetteki ibrahim kelimesi buraya nerden girdi, ayetmi yanliş
ve carpitilmişmi, yoksa benmi carpitiyorum o ayet… musa ile odu bu
olay diye? Yoksa Kuran artik asil nüsha halinde durmuyor mu? ve binlerce
tefsir var, binlerce meal veren adam var. Bunu elli tane adem tefsir
ediyor, meal veriyor, meal de kuran degil mi? yani türkce meal, türkce
kuran demek olmuyor mu? mesela ben hukuk mezunu bir avukat veya doktor
isem, almanyaya gelip, orda yaşamaya başlayinca, diplomami almancaya
cevirintince, o dimploma degilde, miplomami oluyor ben doktorluk
ögrenmedimde moktorlukmu ögrenmiş oluyorum? öyle olunca o zaman türkce
Kuran meali de türkce kuran demek olur. peki adam kendi vechine türkce
meala verince onu degiştirmiş olmuyor mu? bunu isteyen yapiyor, türkü
almani arabi şarabi pakistanlisi bilmem hindilisi Çinnlisi her dile
Çeviren birileri var iken yani Çince kuran meali varmi var, kim Çevirdi
bunu, o Çeviren ne anladiysa öyle Çevirdi degilmi, öylese hani kuranin
degiştirilemez korunmuş kuran yasasida kirilmiş mi? kirlimiş o zman bu
ayette oyannam olmuş olabilir degil mi? ve benim bildigim kadari ile ve
aklen ve mantiken de bu olay musa ile firavun arsinda geciyor diye
biliyorum ben, başka idda eden, iddasini ispat etsin o zaman.
Bunun üstüne çalışmalara başlayan firavun, en son, ahir zamanda tekrar
dünyaya gelip, ve o Kıyamet alametlerinden olan, güneşin batıdan doğduğu
gün artık tövbeler kabul olmaz denilen hadiste geçen:
########ALINTI
##########[1]
“Onlar, kendilerine meleklerin gelmesini mi, ya da Rabbinin
gelmesini mi veya RABBİNİN BAZI İŞARETLERİNİN GELMESİNİ mi bekliyorlar?
RABBİNİN İŞARETLERİNDEN BAZILARININ GELECEĞİ GÜN, daha önce iman
etmemişse veya imanıyla bir hayır kazanmamışsa hiç kimseye imanı yarar
sağlamaz. De ki: ‘Bekleyin, biz de şüphesiz beklemekteyiz.’ ” (Enam,
6/158)
Büyük İslam alimi Ahmed b. Hanbel yukarıdaki ayette geçen “RABBİ’NİN
BAZI İŞARETLERİ” ifadesi hakkında Peygamberimiz (asm)’in “Güneşin
batıdan doğuşudur” buyurduğunu rivayet etmektedir. Bu ayetle tüm
insanlar, Rabbimiz’in kıyametin yaklaştığını gösteren işaretleri
gelmeden önce iman etmeye çağırılmaktadırlar. Peygamber Efendimiz’in bu
ayetle ilgili hadislerinden bazıları şu şekildedir:
“GÜNEŞ BATIDAN DOĞUNCAYA KADAR KIYAMET KOPMAZ. GÜNEŞ BATIDAN DOĞDUĞU
ZAMAN, İNSANLARIN HEPSİ ONU GÖRÜRLER DE TOPTAN HEPSİ İMAN EDERLER.”
“İşte bu, ‘…Rabb’inin ayetlerinden biri geldiği gün, daha evvelden
iman etmiş veya imanından bir hayır kazanmış olmayan hiçbir kimseye (o
günkü) imanı asla fayda vermez…’ (En’am, 6/158) olduğu zamandır.
Muhakkak ki, kıyamet şüphesiz kopacaktır…” (Sahih-i Buhari, XIV/6426)
“GÜNEŞ BATTIĞI YERDEN DOĞMADIKÇA KIYAMET KOPMAYACAKTIR. İnsanlar onu
gördükleri zaman yeryüzünde bulunanlar iman ederler.” (Sünen-i İbni
Mace, IX/4362)
Büyük İslam müfessirleri de ittifakla bu ayeti yukarıdaki şekilde
yorumlamakta, “Güneşin batıdan doğuşu”na işaret olarak tefsir
etmektedirler. Kıyamet Suresi’nde geçen,
“Güneşle Ay biraraya getirildiği zaman….” (Kıyamet, 75/9)
ayeti de aynı şekilde “Güneşin batıdan doğuşuna” bir delil olarak tefsir edilmektedir.
Güneş batıdan doğduğu zaman herkes iman edecek. Ama artık irade ve
ihtiyarın bir anlamı kalmadığı için, tövbe kapısı da kapanmış olacaktır.
O zaman, daha önce iman etmemiş olan kimselerin, o gün iman etmesi veya
ibadete yönelmesi, yapacağı hayır ve hasenatlar kabul edilmeyecek ve
hiçbir değer taşımayacaktır.(1) Çünkü artık vakit geçmiş olacaktır.
Güneşin battığı yerden doğmasıyla ibadet ve imtihan bitecek, irade elden
gidecektir. O zamana kadar açık olacak olan tövbe kapısı(2) kapanacak
ve artık tövbe etmenin de bir yararı olmayacaktır. Bu konuya işaretle
Bediüzzaman, güneş batıdan doğduğu zaman insanda irade ve ihtiyarın
kalmayacağını belirterek;
“İhtiyar kalmazsa teklif olamaz. Ve bu sır ve hikmet içindir ki,
mu’cizeler seyrek ve nâdir verilir. Hem dâr-ı teklifte gözle görünecek
olan alâmet-i kıyamet ve eşrât-ı saat (kıyametin şartları), bir kısım
müteşabihat-ı Kur’âniye gibi kapalı ve te’villi oluyor. Yalnız, güneşin
mağripten çıkması bedahet derecesinde herkesi tasdike mecbur ettiğinden,
tevbe kapısı kapanır, daha tevbe ve iman makbul olmaz. Çünkü, Ebu
Bekir’ler Ebu Cehil’ler ile tasdikte beraber olurlar.” (Şuâlar, s.884)
diyor.
Hadislerde “Güneşin batıda doğması”, gerçek anlamda ele alınmış ve Ebu
Zer (r.a) tarafından rivayet edilen hadiste, Hz. Peygamber (asm) şöyle
buyurmuştur:
“Güneş battığı bir sırada mescide girdim. Rasülullah (asm.) oturuyordu. Bana:
‘Ey Ebu Zer, şu güneş nereye gidiyor, biliyor musun? dedi. Ben,
‘Allah ve Rasülü bilir’. dedim. Şöyle buyurdu:
‘Secde yapmak için müsaade almaya gidiyor ve kendisine müsaade
ediliyor. Sanki bir gün ona ‘Buradan Doğ!’ denilecek, o da battığı
yerden doğacaktır.’ Rasülullah (asm.) daha sonra,
‘Güneş, kendisine tayin edilmiş bir yere doğru akıp gider.’(Yasin, 36:38) ayetini okudu.”(3)
###########[1]
########ALINTI SONU
O Hadiseyi meydana getirecek olan yine aynı firavun, ve o ölüp ölüp
yeniden doğar, yine aynı firavunlugunu yapmaya devam etmekte, ve
demiştik İşte, firavunlardan birisi de denizlerin altına gömülen
firavun, denizlerin altından yüze çıkan yol yaptı, denizlerin altından
da çıkıp gelebiliyor artık demiştik. İşte bu Firavun adam bir gün
güneşi de batıdan dogdurursa, onun kim olduğunu siz anlayın artık, aynı
firavun, aynı karartıcı, tersine çeviren, lafı kıçından anlayan, ahmak,
akılsız işte, Deccal, bunların hepsinin manası Deccal da toplanıyor
zaten, zihniyetsiz idraksiz.
“Köleler, Efendisi’ni doğurduğunda” veya bunu Osmanlı’da “cariye
Efendisi’ni doğurduğunda” diye almışlar da, onu yaşamışlar. Osmanlı
gelini Hürrem Sultan, meşhur Hürrem köle, köle tacirlerinin tutup
geldiği köle kadın. ve Selim, Sarı Selim, 3. Selim mısırı fetheden
Yavuz Selim’in torunu Selim galiba, işte köleden doğma padişah, Hürrem
kadın, yani câriyenin doğurduğu kadın, ve Selim padişah olduysa, işte
Efendi oldu bey oldu. köle Efendisi’ni türklerin veya osmnlinin
efendisini doğurdumu, Hürrem gibi bir köle Osmanlı’nın padişahını
doğurdu. Onlar türkceye veya osmanlicaya cevirirken o hadisi ne
demişler: “cariye Efendisi’ni doğurduğunda” diyerekten Almışlar, ve o
Hadise öyle inanmışlar, işte bir garip köle, yada cariye, Efendi,
Osmanlı padişahi doğurdu. Selim demek ki böyle cariyeden doğma bir adam
demek. Ve Yavuz’un da babası Fatih’in annesi Hüma hatun da yazar
Babinger ve lLord Kinross a göre gayrimüslim bir köle, ve Öyle olunca
Fatih gayrimüslim bir köleden dogma Adam, gelmiş İstanbul’u feth etmiş. o
zaman İstanbul’a Türkler değil. gayrimüslim bir anadan doğma adam
fethetmiş oluyor. Atatürk’e atılan iftira daki annesinin, kerane den
çıkma bir kadın diye affeden adamlar, Osmanlıcılık taslayanlar bir
baksın bakalım, Fatih’in annesi kim. veya peygamberin hadisi tahakkuk
etmiş mi etmiş. Onlar cariye diye inandıkları için, cariyenin çocuğu
olmuş, lan cariye Efendisi’ni doğurmuş işte, Osmanlı gibi Devletin
başına gecmis, hem de dünyanın başına bir Efendi doğurmuş, Fatih gibi
efendi doğurmuş o köle. ve bu Hadis ne zaman tahakkuk etmiş 1453’te
tahakkuk etmiş miş zaten.
Ve bu meseleyi de daha önce anlattığımız meseleye bağlarsak, Maya’nın
iyi tutması için, biraz ekşimesi lazım, ekşiyince yani bozulunca Maya
daha sağlam olur, O yüzden işte İsa efendimizin Gelecekten gelip de,
annesinin kocası olup, annesinden kendisini doğurtan demiştik,gavur
dediklerimiz bile bunu biloyrlar ve filimini yapmislar The Terminator:
Arnold Schwarzenegger in filmi. yani ensest demiştik, bir nevi ensest.
Muhammed de de var, Mehdi de aynı mesele var demiştik. ve bu mayanın
iyi tutması için işte, Fatih meselesi de ayni yani, bir ecnebi köleden
Fatihi yoğurtmuş babasi sultan murad han. Allahu Teala bunu mayanın
iyi tutması icin yaptrimiski o kâfirler onu bozamazsınlar diye.
Allah insanı yarattığında da, daha önceleri anlatmıştık, şeytan
aleyhillane cennette onu desti gibi yatıyor vaziyette bulunca, ağzından
girip içini dolaşıp çıkmış, ve bu Yere göğe sığmaz demiş, Ve üzerine
tükürmüş, ve o göbeğine gelmiş demiştik. Cebraili o na gönderen Allahu
Teala, o göbeğinden bir parçasını almasını, o tükürük bulaşan yeri
almasını emretmiş, ademi temizlemesini emretmiş, ve o parçadan da hurma
ile köpeği hakettiğini anlatmıştık. ve hurma ve köpeğin insanın yedek
parçası olduğunu anlatmıştık. ve Öyle olunca, işte Allahu Teala insandan
bir parça eksiltmiş ki, bu sayede insan firavunluga kalkmasın diye,
tanriliga kalkmasın diye. Allah insani kendi suretinde yaratmış, her
şeyini kendisi gibi yaratmış, Ama bir parçasını eksiltkmiş ki, kendisine
karşı gelip de, ikinci Tanrı, üçüncü Tanrı olup da, tanrılık iddia
etmesin diye bir parçasını azaltmış. Yoksa Allahlık taslar firavun
gibi, ve o yüzden, hatta biz şeytana dua mı etmemiz lazım, bizden o
parçayı almış da firavunlaşmadik diye, Haşa Haşa Tövbe yarabbi. onun o
tükürüğü Sebebine bizden o parça eksilmiş ki, Biz şu anda, Eğer Allah’u
Teala karşı gelip de Firavunlaşmiyorsak, bu eksik parçamız yüzünden.
Yakın zamanda çok çok televizyonlarda internette ve duyduğum yerlerden
“Abbas” ismi geçiyor, Hazreti Abbas peygamberimizin amcası ve eshab-ı
kiramdan Abbas var, ve Abbas Yıldızı yaklaştığı zaman, iftira
yaklaşıyor demektir, hem de yalan iftir,a bir komple, bir oyun,
üzerinize düzenlenen bir oyun demektir, yakın zamanda çokça duymaya
başladım ve, bir tane Facebook hesabım var, Ona giriş yaptım birilerini
birilerini üzerime sürmüşler, densiz birisi diyor ki, bu diyor
peygambere saygısızlık ediyor, salavat getirmiyor, peygamberin ismini
konuştuktan sonra salavat getirmiyor diye, birilerini üstüme
kışkırtıyor. fitneyi başlatmak kolay, bir yerden bi r fitne çıkarırsın,
Osmanlı usulü, Osmanlı’daki fitnecilerin şöyle adama bir yerden kötü bir
iftira atip sonrada “vurun kahpeye” dersin herkesi galeyaa getirip
adami taşlatırsın. işte oradan beni taşlatmak için, bu peygambere ve
Allah’a saygısızlık ediyor diyerekten yazmış vaazimin altina, salavat
getirmiyor muşum ben, o dangila sorsan, daha salavatın manasını
bilmiyordur. salavat daki “seyyidina” demek “Efendimiz” demektir.
Efendimiz kime denilir, köleler efendiler kim? ve anlatıyorlar bazıları,
insanı ilk yaratan Anonakiler ile uzaydan gelen yarattıklar yaptılar
icat ettiler, ve onlarin dünyadaki altın madenlerini çıkaracak işçiye,
köleye ihtiyaçları vardı, o yüzden insanı köle olaraktan yarattığından,
işçi olaraktan yaratılan, ve Abd demek işte kul ve köle manasindadir. ve
o zaman Uzaylılar Tanrılar Efendiler oldu, insanlar abd ve kullari yani
işçileri oldu yani köle oldu diye anlatılıyor.
Araplarda kölelik vardı eskiden ve Araplardan kalma bir zihniyet
“seyyidina seyyidina demek” yani “Efendimiz Efendimiz” demek. Kim kimin
Efendisi, Kim kimin kölesiymiş bu devirde, Peygamber bile olsa, biz
kölesi miyiz onun ki, ona Efendim diyeceğiz. ama diyoruz adet olmuş.
peygamber diyor diye konuşmam ben derim ki “Peygamber Efendimiz diyorki”
derim. ve ordaki efendimiz demek işte seyydina muhammed demekdir, daha
ne saygiziligi yapiyormuşum ben, ahmak? ne demem lazim? arapca bilmeyen
ahmak, ancak böyle iftira atar işte. Peygamberimize peygamber diye
konuşmam ben Peygamber Efendimiz diye konuşurum, Sen Zaten salavatın
manasını bilmiyorsun ki, beni Peygamberimize saygısızlik ediyor
zannediyorsun Efendimiz demk ile seyyidina demiş oluyoruz. mesela adam
hakimin karşısına gittiği zaman, hakim ceza vermesin diye konuşan adam,
ifade veren adam, efendim şu
öyle ettim, Efendim böyle ettim, diyerekten ifade verir, ya Efendim
nedir? kölenin efendisine hitabidir, efendim efendim diye konuşur.
efendim efendim der. Buyur efendim der. mesela garson, lokantaya
gittiğin zaman, Garson lokantanın işçisi, sen orada Parayı veren olduğun
için, sen Efendi ve bey oluyorsun, Onun efendisisin, ve garosn
“Buyurun efendim, Ne alırdınız” der, neden cünkü san yaltaklaniyor
kuyruk salliyorki sana yemek satacak da para kazanacak, Efendim kimler
der, Efendim diyerekten Biz peygamberin karısı mıyız, efendim efendim
bu yıllardır Arap adeti, Halbuki Arapların kullandığı, falancı şeyh,
filanci şıh diye tanitip lanse ederler insani, işte bu da Efendi
demektir, köle ve Efendi zihniyeti.
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
إِنَّ اللَّهَ وَمَلَائِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلَى النَّبِيِّ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْلِيمًا
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
İnnallâhe ve melâiketehu yusallûne alân nebiyyi, yâ eyyuhâllezîne âmenû sallû aleyhi ve sellimû teslîmâ
Meali :
Allah ve Melkleri Peygambere selam gönderiyorlar, Ey iman edenler sizde ona selam gönderin ki, o sizin selamaniza cevap verir.
Sadakallahul Aziym AHZAB Suresi 56. ayet
ve bu ayete senelerdir salat getirirlrer manasi verildi salat ise namaz
demekdir adem ayetinde de o meleklelre emredilende o ona selam verin
demekdir bu bakin kurana mealinde bu ayete verilen manada şudur:
“Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber’e salât ediyorlar. Ey iman edenler! Siz de ona salât edin, selâm edin.”
mesela ben Avusturydayim, ve Annem Türkiye de, ve ben telefonla onunla
görüşünce, eger benim cocuklarim, o an orada yoksa, ve onunla
konuşmadilar ise, o “cocuklara selam söyle, gözlerinden öp.” der. yani
bu ayette ki de bu manada, Allah ve melekleri peygambere selam
gönderiyorlar ki, sizde ona selam gönderin, ve o ki, sizin selminizi
alir. teslimen yani eslimen, ben selam alirim, selleme, yüsellimu,
tesliman, yani “te” ve ikinci tekil, ve teslimen sizin selminiza, yü
sellimu o da selam verir veya cevap verir manasindadir.
ve salavat da odur “Efendimiz Efendimiz” demektir Allah kainata abdiyet
yasası koymuş, abdiyet yasası kulluk yasası. Bir anne çocuğunu doğurduğu
zaman, onun kölesi oluyor, ömür boyu kölesi, yeni doğdu emzirecek,
hizmetinde hizmetli, altını pisletti, altını temizleyecek, gazı geldi
gazını alacak, az büyüdümü,önüne yemek koyacak, çamaşırını yıkayacak,
daha büyüdü göz atacak, aman yanlış yapmasin diye, suya düşmesin, Ateşe
düşmesin diye ardından koşturup duracak, ömür boyu, ömür boyu köle,
Allah’ın koyduğu bu abdiyet yasası yüzünden. Ve dünyaya Biz annemizin
Efendisi olaraktan gelmemiz, zaten cariyenin efendisini doğurması
meydana geldi, zaten ilk doğuştan itibaren böyle, Hazreti Adem’den bu
yana böyle, Havva annemiz Şit Aleyhisselami veya Habil ile Kabili
doğurduğunda, Annesi onun hizmetçisi oldu. Ana evladının hizmetçisi
değil midir, Yani küfür babında demiyorum, aşağılamak babında da değil.
Ama Görünen köy kılavuz istemez, ve Kürtler Seyid demezler de, Seyda
geliyor, Seyda gidiyor derler, seyda demek, ırgatların efendisidir,
işçilerin, tarladaki ırgatların, işçilerin Efendisi yani köy ağası.
nereden çıkmış bu salavat meselesi Anladınız mı şimdi. Bunu bilmeyen
ahmak, bir de bize, kendi sayfamıza gelip, benim evimde bana
çemkiriyor, dağdan gelip bağdakini kovmak. Nerden aldin bu hakki sen.
Yani fitne, fitne, Deccal fitnesi. Güya bizi halka taşlatacak, kendi
halkımıza, kendi köyümün insanlarından biriside demiş ki Bu ayetleri
çarpıtiyor demiş, hemde birde akrabam, yeğenim, babamın yeğeninin oğlu,
polis ya. T. köpeğimi yaptırıyor bu işleri bilmiyorum ki. Tabii Canim
insan nemalandığı yere tabi konuşmaz, bize konuşur. Tayyip’ten yedigi
için, para oradan geldiği için, Halbuki Tayyip vermiyor parasını,
nereden Tayyip veriyor, polis devletin ve halkin polisidir, Ama öyle
gözüküyor ki bu adam plos tekislatininda el gecirdi artik devletin degil
tayyibinin polisi oldu adamlar. Metin polis işte Ayetleri çarpıtiyor
demiş. Metin, Metin, babamın yeğeninin Oğlu, ben senin daha
türkiye’deyken cumaya geldiğini görmedim, Ben cuma namazına geldiğini
görmedim, Cuma namazına, haftada bir namaza geldiğin görmedim, şimdi
başimiza hoca oldunda bana ayetlerimi ögretcen senin din bilgin ne ki?
ben öyle ordan burdan internetten iki ayet okuyarak dinimi ögenmedim,
kuran kursundanda ögrenmedim 7 sene dirsek cürüttüm, ardina on sen bir
tarikattan tassavuf dersi ögrendim, ordan da gectim MISIRA baglandim ve
bir on sende ikinci tarikattan tasavvuf ögrendim. tasavuf mevlanalari
ögreten okul, metin efendi hayatim dinimi ögrenmek üzere gecti. ama
yediğin yere konuşmazsın bana konuşursun Tabii tabii yediği yere kim
konuşur, Tayyip’in yalakasi, Sen bana öyle dersen ben de sana böyle
derim, nalına mıh. O bana yazan da bizim köylü mü bilmiyorum, nereden
almışsın da ben o sayfaya gelmiş bilmiyorum, yani dıştan birisi beni
taşlatmak istiyorlar herhalde. Yani onunla bizim köylüyü üstüme
kışkırtacak, yani Halbuki sorsam ona salavatın manasını bilmiyordur.
salavatın manasıni bilmeyen ahmak, bana bir de salavat dersi veriyor.
salavat sonradan icat olmuş bir cümle, Amma ezan Peygamberimizden bu
yana bize ulaşmış bir bilgi, ezanın içinde “muhammedunrasulullah”
geçmiyor mu, beş vakit müezzin Minareden “Muhammedun Resulullah” deyince
ardına Bir de salavat mı getiriyor, onu dinleyen kaç kişi salavat
getiriyor, Müslüman devlet Türkiye’de, ya da arablarda beş vakit beş
vakit her gün her vakit iki kere minareden herkes duyacak şekilde
“Muhammeden Resulullah” diyor, ardına salavat yok, müezzin Yanlış mı,
terbiyesizlik mi yaptı orada, yahut dinleyenler salavat okuyunca yanlış
mı yaptilar, edepsizlik mi yaptılar. kaç kişi ezandan sonra salavat
getiriyor. %10 belki, obilipte getiren senin salavat Hz Muhammed’e . ya
Allah dedikten sonra da Celle Celalühü demek lazımmış, ezan 5 kere
çağırıyor, yine her vakit 4 kere “Allahu Ekber” “Allahu Ekber” diyor,
kaç kişi Celle Celalühü diyor.
ben birzmanlar Flatcast temasi icin tema grafigi yapiyordum ve elimde
grafik malzmesi vida yoktu ve hazir pan vida resimleri buldum ve hemn
tme yaptim amma o kadar cok sevmişim ki her tarafi vida doldrumuşum
bunu allaturka foruma ekleyince ordaki grafikelrlerden eleştiri aldim ve
bakin şimdi o temaya

ve bu temaya eleştiri yapan birisi demiş ki
########ALINTI###
keşke o vidaları süs diye o kadar çok fazla kullanmasaydınız temanın özelliği gitmiş vidalı tema olmuş
########ALINTI##
HAKLIIIII
ve bu temaya eleştiri yapan ikinci kimse demiş ki
########ALINTI##
benim fikrim nacizane vidalar daha kücük ve az kullanılsaydı görüntü daha net olur yönünde
########ALINTI SONU##
HAKLIIIII ve fakat
bende hakliymişim gibi şu cevabi vermişim
########ALINTI##
mesela karpuzda yeşil ile kirmizinin uyumuna bakilir, fakat kesince işin
icine siyah siyah cekirdekler göze carpar, sen cekirdeklere kafani
takarsan, işde ahmak yahudilerin cekirdeksiz karpuz ürettikleri gibi
olur, tohumsuz dölsüz hadim edilmiş insan meydan gelir, soysuz sopsuz
yani insanlik bu kadar eringec olduk, karpuzun cekirdegini cikarmaya
üşenir olduk, halbuki bak karpuzun oynanmamiş cekirdek sayisi normal
seviyede olan, bir eski koca cekirdek deneli karpuz vaktini bilirmisin
sen, zannedersein karpuzun heryeri cekirdek, halbuki Diyarbakirda kirk
cocuklu adamlar vardi eskiden, amma akilli adamlar, ahmaklar degil, dölü
cok, cocugu cok. fakat karpuzu oynadilar, akilsiz adamlar, kirk cocuk
yapar oldu Yine, fakat daha cocuklarini tanimayan, isimlerini bile
bilmeyen ahmaklar meydana geldi, neden cünkü israil tohumu cekirdeksiz
karpuz ektiler bictiler. sen kafani vidalara cekirdeklere takma bu
temanin da varsin kirk dene cocugu oluversin bakalalim. tesadüf diye
birşey yok.
########ALINTI SONU##
yani şu vaazda onlarca Muhammed, Allah, Peygamber ismi geciyor, ve ben
vaaz yerine herkeresinde salavat yazsam, vaaz sesli vaazdada vaaz yerine
salavat getirsem, hep işde vaazdan cok salavat olur, konunun özü
bozulur, ve sonunda vaaz diyarbakir cekirdekli karpuzuna döner, yada bu
yukardaki temaya döner vaaz degilmi, vaazin başinda extra salavat
getiriyoruz ya, olurda unuturuz diye görmedinmi okumadinmi dinlemedinmi
ahmak adam ve ben Raşidi Tarikatini kurdum ve hergünvaktim ve imkanim
oldukca ben bütüüün peygamberlere salavat getiriyorum, birak sadece
muhammede getirmeyi
tariqati-rashidi blogspot com Salavat bölümüne bak görürsün
yani cahillere anlatacak Sesim soluğum lafım yok, ama beni cevap
vermeye mecbur ediyorlar yoksa bu kadar açık Yani. Birileri bizi Mehdi o
değil diye iptal etme derdine düşmüş de, o yüzden birilerini de üstüme
kışkırtıyor, Affedersiniz “vurun kahpeye” oynuyor mesela budur yani.
ben o adama cevap veremediğim den, veremeyecek kadar aciz olduğumdan da değil.
Ne demiş Mevlana:
“Bir Lafa bakarım laf mı diye, birde söyleyene bakarım, adamı mı diye.”
Bu söz bizim bir zamanlar forum imzamızdı, biz O yoldan çoktan geçtik.
Tayyib’in Ermeni olduğunu, birçok kaynaktan aradığınız zaman
bulabilirsiniz erişebilirsiniz. ve Ermeniler Osmanlı’da Mürebbiye, cocuk
yetiştiren hizmetci demekdi, görev yapan hizmetçiler, hizmetçi
hizmetçi, Osmanlı’nın hizmetçisi, yani kölesi, köle köle, yabancı dili
öğreten, evinde cocuk altını pislediğinde altıni alan, yemeğini önüne
koyan, çocuklar yetiştiren mürebbi, hizmetli, hizmetli, çocuk
hizmetlisi, Ermenilerin görevi buydu Osmanlı’da. ve bugün işte böyle bir
ermeniden olma Tayyib’i, işte Türkiye’nin başına Efendi yaptık. Yani
cariye veya köle köle, işte Ermeniden olan Ermeni biri Türkiye’nin
başına Efendi doğurdu, yediğini eller yemez, geydiğini eller giymez,
bindigi arabaya kimseler binemez, lafının üstüne, Kimse laf edemez,
sıçtığı….aganin pohunun üstüne kimse poh da edemez oldu, ermeni
Beyoğlu bey oldu, hatta bu ermeniye Bir de mehdilik veriyoruz, yani
Ermeniyide Mehdi yaptık ya bravo bize yani. yakında padişahlık da
vereceğiz. Ermeni bir hizmetçi Türkiye’nin Efendisi’ni doğurdu. ve bunu
kendilerine Türküz diyenler, Osmanlıyiz diyenler yaptı, başa
geçirdiler. türküz osmanliyiz diye ocakta kül komayanlar yapti,Türklük
derdine düşen osmanlıyız Türküz diyenler, dah dün hocalara soruyorlardi
“Hazreti Adem da Türk müydü Hocam.” diye,. yine bazi danglaklarda: ”
Allah da Türk mü” diyenlerdi biraz da Espri olsun diye gülelimdiye
yazdim bunuda. Allah’ım bağışla yarabbim. Allah da Türk müydü hocam,
Nihat hocam, Allah da Türk müydü, ben de bilemedim, Murat hocaya mı
soruyorlardı, Murat Hocam Allah da Türk müydü. Ve Türklerin başına
Ermeni geçti aynı develerin başına eşeğin geçtiği gibi, Ve köleler
Efendisi’ni doğurunca hadisinin bir versiyonuna da başka bir kaynaktan
ulaştım ki, asıl naklindeki bir versiyonunda öyle geçiyormuş. ve onun
İsa Efendimiz de ki tahakkuku ise Yani oradaki hadiste “
Kiyamet almeti “Kadın, Rabbini doğurunca” veya
“Cariye Rabbini doğurunca” diye almışlar, Osmanlı yazdığı için, bunu
cariye kullanmış, O Hadise Osmanlı’dan birileri mana yazdığı için,
cariye Rabbini doğurunca yazmış. Az önce anlatmıştık kadın çocuğu
doğurduğu zaman, onun hizmetçisi, yani çocuk onun Efendisi olmuş oluyor,
çocuğunun hizmetçisi ve kölesi durumuna düşmüş oluyor, ve ölünceye
kadar hemde. İsa Efendimiz, Mehdinin ilk versiyonu ise İsa Efendimiz,
Gelecekten gelip, meryem’den kendini doğurtan adam, hem Meryem’in
kocası, hem de evladı, yani ne olmuş oluyor, ve İsa efendimize
Hiristiyanlar Rabbimiz diye söylerler, Rab derler, O zaman ne olmuş
oluyor, 2000 sene önce bu hadis isa Efendimiz de tahakkuk etmiş, ve
kadın yani Meryem Rabbi isayi doğurmuş. Rabbini doğurmuş ve Efendisi’ni
doğurmuş, Çünkü Rabbi demek bir manada Ata demek. insan atasınımı
doğurtur, atası insanı mı Doğurtur, baban mı seni doğurtur, yoksa Sen
babana mı dugurtursun, ama hz isada bu ters duruyor, tersine dönmüş.
mehdi ve İsa içinde maddelenanin sevgilisi, ve karısı Meryem, anası Hz
Meryem, ne oldu atasını doğurtan adam, kocasini doguran kadin, atası
kim, anasi meryem, Rabbini doğuran, Rabbini doğuran. düşünün yani bu
yoğurmanın son haddesi rabini doguran bakteri, bu yoğurma işlemi,
kafirlere karşı yoğurmuş ki kafir mikroplar onu öldürüp soyunu
tüketmesin diye isa soynu meryem soyunu mehdi soyunu cünkü sonda mehdi
olrak gelecek. Nereye kadar gitmiş buj enses bakteri üreme şekli ,
taaaki Rabbini doğuran kadın, Efendisi’ni doğuran kadın hadisini açalım
açalım açalım nereye kadar gidiyor yani ben demiyorum muhammed diyor,
“cariye, rabbini dogurmadan kiyamet kopmaz” hadisi, o zaman İsa
Efendimiz gelecekte mi yaşadı, geçmişte mi yaşadı, bu olay gelecekte mi
oldu, geçmişte mi oldu, 2000 sene önce miydi, yoksa bundan 2000 sene
sonra mı, Evet cariye Rabbini doğurdu da tahakkuk etmiş, kadın Rabbini
doğurdu da tahakkuk etmiş, köle Efendisi’ni doğurduğu da tahakkuk etmiş
ve Kıyamet ramak kalmış.
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
” Onlar (Hasan ile Hüseyin) cennet gençlerinin efendisidir(Seyyidi),benim çiçeklerimdir (iki reyhanim)”
( Hadis-i Şerif )
“Güzel, güzelcik” anlamına gelen “Hüseyin” ismini de bizzat dedesi Hz. Muhammed kulağına ezan okuyarak verdi
Peygamber Efendimiz buyurmuş Hasan ile Hüseyin efendimiz için onlar
cennetin seyidleridir yani cennetin efendileridir, diğerleri köleler
oluyor eee biz Kaç zamandır Burası cennet diye anlatıyoruz, Ben şu anki
cennetteki Seyyidler yani Efendiler yani yöneticiler demek. işte
İran’daki İran’ın Cumhurbaşkanı hasan ve yönetici hasanlardan bir Hasan,
“Hasan Ruhani” Seyit yani efendi ve yönetici olan Hasan ve Pakistan’ın
başkanı memnun Hüseyin de Hüseyin Seyit ve zmanimizdaki yönetici
Efendi yani seyyid olan. onlar şu ankiler, daha önce Saddam Hüseyin
vardı,o cennet vaktinde yani ahir zamanda da, Hasan da bir yerde
varmıştır zaten, bir yerde de Hasan seyyid varmıştır illaki, öyle olunca
işte cennetin seyitleri, ve cennet vaktimiz ise, işte Efendisi
Cumhurbaşkanı yahut başkanı, yahut yöneticisi,yahut fabika sdahibi
yahut,…. ve insanların yeniden doğaraktan, yeniden aynı kanın aynı
versiyonları olaraktan dünyaya geldiğini ispat etmiş oluyor. işte
firavun da tekrar dünyaya gelir, ve o Musa ile tartıştığı meseleyi yani
güneşi batıdan dogdurmayı başaracak, demek ki bir gün. kötüler de
kötülük de yine aynı şekilde devam ediyor ve yeniden dogup gelse bile
yine kötülük yapmaya devam ediyor.
Rabbim, ters frekans kullanıp da, bazılarını İsa gibi kestirmeye bile
yeltenen bu deccalın şerrinden bizleri korusun ve, gelecek geçmişede
seyahat edip, gelecekte ve geçmişte fitne çıkaran bu Deccal’ın
şerrinden, beni askerime muhafaza buyursun.
DipNOTLAR:
[1]Sorularla İslamiyet
–oOo—
أَأَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ
”Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! ‘
وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Ve âhıru da’vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne,
Amiyn.
Elfatiha maassalavat.
سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ
Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve
etûbu ileyk.
–OoO–
Kar©glan
Başağaçlı Raşit Tunca
Schrems, 6 Şubat 2019 Çarşamba
Original Kar © glan